top of page
Search
  • Writer's pictureZülal Mutlu

Kendini tanımak, sağlıklı beslenmenin ilk adımıdır.

Yeni kararlar aldığımızda diğer durumlara göre daha radikal davranmak isteyebiliyoruz. Bunun nedeni belki gerçekten o motivasyonu, hırsı yakalamış olmamız, belki de artık olduğumuz durumdan çokça sıkılmamız..


Kendimizi tanımak, açlığımızın ve tokluğumuzun farkında olmak, gün içerisinde nasıl besleniyoruz,  neler bizi kendine çekiyor, neler bizi mutlu ve memnun  hissettiriyor, bunların farkında olmak görüşme esnasında önümüzü oldukça açar.


Kısacası insan kendisini ne kadar iyi tanırsa bu durum diyetisyenin nokta atışı yapmasını sağlar.


Peki bir türlü kendimizi açamıyorsak, açlık ve tokluğumuzun farkında olamıyorsak ya da bize neyin kilo aldırdığının farkına varamıyorsak yapabileceğimiz en güzel şey şudur:


Diyetisyene gidin veya gitmeyin, günlük beslenme kaydı tutmakla işe başlayabilirsiniz. Ancak bu kaydı tutarken sadece yediklerinizi değil de gün içerisinde saat kaç gibi acıkıyorsunuz, kaç gibi ilk açlığı hissediyorsunuz, yemekten kalktıktan sonra tokluk durumunuz nedir, çok dolu mu yoksa hafif mi hissediyorsunuz, akşam yemeğinden sonra saat kaç gibi acıkmaya başlıyorsunuz, özellikle aşırı açlık durumlarında canınız ne istiyor… bunları not alıp geriye dönüp baktığınızda bu sizin iştahınızı ve kan şekeri seviyelerinizle ilgili çokça güzel fikir verecektir.


Genel sağlıklı beslenme önerilerine baktığımızda bazıları bizim hayatımıza uymuyor olabilir. Bize uygun olmayan bir şeyi yaşam tarzı haline getiremeyeceksek o noktada alternatif yollar üretilebilir.


Önemli olan kendi yaşadığınız hayata sağlıklı beslenmeyi olabildiğince adapte etmektir.


Hayatta elimizde olmayan dolusuyla şey varken kaos içerisinde %100 harika düzen oluşturmak bana baya ütopik geliyor.

O yüzden kendinizi bu kadar zorlamayın.


Çıktığınız yolda aynı zamanda kendinizi tanımaya ve farkında olmaya odaklanırsanız kalıcı olanı da elde etmiş olacaksınız.

2 views0 comments

Yorumlar


Post: Blog2_Post
bottom of page